Hani dedemden kalan eski bir ev vardı ya

Kırılan camlarını senin için taktığım

Hani yatak odası az birazcık dardı ya

Yıkılan kapısına menteşeler çaktığım

 

Dün yine oradaydım dört yanını dolaştım

Köşe bucak her yeri örümcek ağı sarmış

Yokluğuna üzüldüm felek ile dalaştım

Sensiz bu dünya bana bir avuç kadar darmış

 

Ne hayaller kurmuştum ben bu evi boyarken

Beyaz gelinliğinle seni getirecektim

Sen sobanın üstünden çayımızı koyarken

Ben divanın üstünde sessiz oturacaktım

 

İnce belli bardakta birleşince elimiz

Önce çayı sen benim ağzıma tutacaktın

Şaşkınlıktan lal olup kitlenince dilimiz

Ben üfleyecektim de çayı sen yutacaktın

 

İpek geceliğinle yastığa baş koyunca

Dağılan saçlarına öylece bakacaktım

Hadi yat artık diyen o sesini duyunca

Daldığım o hülyadan irkilip çıkacaktım

 

Aşkımızın meyvası kızımız olacaktı

Adını ya Gülperi ya Efsun koyacaktık

Bu eski evin içi neşeyle dolacaktı

Ömrün hazan çağında huzura doyacaktık

 

Örümcekli camlardan bahçemizi seyrettim

Adını verdiğim o fidan meyvaya durmuş

Bilsen nasıl üzüldüm bilsen nasıl kahrettim

Seni böyle severken ayrılması ne zormuş

 

Dön desem şimdi sana bilirim ki dönmezsin

Aşkımızın üstünde örümcekler geziyor

Beklide ömür boyu adımı da anmazsın

Böyle kara kaderi hangi kalem yazıyor

 

( Bir Resme Bir Şiir 69 Hayali Sükut başlıklı yazı S.SAMYELİ tarafından 8.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.