...VURULUR BİR MUHAFAZAKÂR YILDIRIMIN ATEŞ TOPUYLA

 

-Kırmızı çizgileri pembeleşir ufkun

N/insanın gelişinden az önce

Ve göz kırpmalar arasında kelebeğin

Doğarken yeni gün
Kaybolur insan-

...

Aslanların yelesinde pire barınmazmış…

***

 

Renklerin bariyerlerini yıkarsan örfe dair

Dolaylı ve doğrudan

Hep saldırgan

Anlatılarında kaygısız...

Klasik şablon deyip küçümsediğin

Üflenen duygularla hayır mı 

Şer mi çağrıştırır doğan bilinmez...

Öngördüğün nefs için…,

Yakar yüz derini olumsuzluk

Vazgeç kendini tanımlama- anlam kaybı yaşama

Ne özgürlükçü yazar olduğunu desinler aldatarak

Ne keramet söyleyen büyük şair…

 

*

Yaşamaya can atarken

Libidoyu sarhoş edip içmeden…

Bunaltılarında...

Tecavüze uğrar ruhun

Saplantılarda hiç biri senin olmayan

Mülkler hayal edersin üryan tam da anadan

Hoş taklalar atarken…

Güvercinler kıskanır ki hepsi paçalı değme gitsin…

*

 

Eline geçen nedir yak yık bütün yapılarımı

Yaşarım harabede, konak tümseklerinde

Kimseye kapatmam açık tutarım

Şeffaf kapılarımı...

 

***

Öz genlerinden uzaklaştıkça insan

Aklı yok saymalarında

Tutkulara sınır koymaz esir olur arzulara

Kendisini keşfederken esinlerle

Kaybolur başka bedenlerde…

Belki de suç genlerde…

Açı kaymalarında sınır aştıkça insan

Suç kimsede değil günah işlerken…

 

 

Alacakaranlıkta uçan kuşların

Gagasından düşen umudun…

Heba edilmiş hayatların arka sokaklarında

İntihara koşanlar…

Pozisyon alır azgın

Ahlaka dair çizemediği rotasızlık üstünde

Karşı devrimcidir adeta

Düşmanca etik olmayan kompozisyon geliştirir

Mavi gök, kara yer kızıl ufku ulayıp

Kini dil ucuna teyelleyerek

 

*

Yazında egemen çoğulun ortam sertliği

Ve baskısı

Bastırılmış dişilik zorun üstüne atlarken,

Erkeksiliğe yönelmiş bedenin

Kalmayan narinliği gibi

Zarafeti de kaybolur uyanamadan

*

 

Seste dönüşüm kaçınılmazdır aslında

Farkında olmasak da

Pişmanlıklar mı; neye olduğu bilinmeyen

Sorgulanan benlik mi keşfettirir içselliği insana

 

 

Sonra insana ilham gelir kusurlu

Bir yıkılmaz mahkeme kurar beyninde

Dışına hükmeden

İçine… rüyalarına dolan hükümler çoğalır

 

 

Sonra emekli olmuş personeliyle

Kuru binadan ibaret kalır yıllar geçerken

Sıvaları dökük, bölümleri birbirine geçmiş

Mefruşatı cezb’etmez

Teşrifat yetersiz kalır ister istemez

 

 

“Neye yarar boş ver ne derse desin el âlem”

Avuntusu ardından

“Bunu sen istedin... Unuttun mu” derken pervasız

 

 

Ve insan

Arzularıyla birlikte büyüyen korkularına veda eder
“Sınırsız tutku”ya geçerken özgürlük çağırır topyekûn

 


Cesur olduğunu düşler dayatmalara boyun eğmez kendince  

Bayatlamış savlarıyla tabu der kutsala

İşte bu süreçte ut duygusu yok olur yüreğiyle birlikte

Ruhu çoktan terk etmiş zaten kendini

Giysileri yırtılmış... Muhafazakâr bulutla kavga ederken
Aşkla seksi birlikte ister

Ve kader...

Vurulur bir muhafazakâr yıldırımın ateş topuyla...

Toprak olur

O da muhafazakâr çünkü...

 

 

(15 Şubat 2013 / Elazığ)

Güneri Yıldız

( Vurulur Bir Muhafazakar Yıldırımın Ateş Topuyla başlıklı yazı GüneriYILDIZ tarafından 3/20/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.